Ülkemizde hububat hasadının ardından kalan artıkların yanması veya toprağa karıştırılmasının verim ve toprak üzerine olan etkileri yapılan araştırmalarla belirlenmiştir. Ancak, anız yakılması ile sap, saman ve organik maddenin yok edilmesi sonucunda toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik dengesi bozulmaktadır. Bu durumun sonucunda topraktaki organik-inorganik maddeler ile mineraller zarar görmekte ve besin kalitesinde düşüşler gözlenmektedir. Bu durum, bitkilerin, hayvanların ve insanların sağlıklı yaşam zincirini olumsuz etkilemektedir.
Günümüzde, çevresel faktörler arasında insan sağlığı için en büyük tehditlerden biri anız yangınlarıdır. Anız yangınlarının oluşturduğu kül, partikül ve karbonmonoksit gibi toksik dumanlar, soluduğumuz havayı ciddi şekilde kirletmekte ve insan sağlığını tehdit etmektedir. Özellikle çocuklar ve yaşlılar için solunum yollarının tıkanmasına neden olabilen bu dumanlar, astım, bronşit ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı gibi rahatsızlıklara yol açmaktadır. Ayrıca, anız yangınları elektrik direklerine ve çevredeki yerleşim bölgelerine zarar vererek can ve mal kayıplarına neden olabilmektedir.
Anız yakmanın, hem çevre hem de din açısından kabul edilemez olduğu da unutulmamalıdır. Dinimize göre, insanlara, hayvanlara, çevreye ve tabiata zarar veren her türlü fiil ve eylem haramdır. Anız yakmak da bu kapsamda yer almaktadır ve Allah katında hesap sorulacaktır.
Bu zararların önlenmesi amacıyla, 16 Aralık 1998 tarihinde Bakanlık tarafından Anız Yakılması Önlenmesi Hakkında Tebliğ yayınlanmıştır. Bu tebliğ ile anız yakılmasının çevre ve toplum sağlığı, kamu düzeni ve halk güvenliği üzerindeki olumsuz etkileri önlenmeye çalışılmaktadır. Ülkemiz genelinde olduğu gibi ilimizde de anız yakılması yasaklanmıştır. Yasaklara uymayanlar hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 526. maddesi uyarınca işlem yapılmakta ve idari para cezası uygulanmaktadır. Anız yakanlar ayrıca 5 yıl süreyle tarımsal desteklemelerden men edilmektedir.
Anız yakmanın çevre, toplum ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini göz önünde bulundurarak, bu konuda halkımızın bilinçlenmesi ve yasal düzenlemelere uyması büyük önem taşımaktadır.